Güncel

YDAB: Tutsakların çığlığına ses olalım

Yeni Demokrasi Aileleri Birliği, hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine ilişkin 22 Haziran’da İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı gerçekleştirdi. Açıklamada, “Devrimci tutsaklara yönelik sürgün işkence, hücre cezaları, hak gaspları ve tecrit saldırısına karşı sesimizi yükseltelim!” pankartı açıldı. Açıklamaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Dilşat Canbaz Kaya, Tutuklularla Dayanışma İnisiyatifi (TDİ) ve çok sayıda hak savunucusu katıldı.

Yeni Demokrasi Aile Birliği üyesi Elvan Özerli, son süreçlerde tutsaklara yönelik hak ihlallerinin çoğaldığını hatırlatarak, yüzlerce hasta tutuklunun hapishanelerde tedavilerinin yapılmadığını ve ağır hasta tutsakların tahliye edilmediğinden dolayı hapishanede öldüklerini belirtti. Özerli, “Hasta tutsakların tedavilerinin yapılmayarak katledilmesinde birinci derecede sorumluluk sahibi Adalet Bakanlığı ve Adli Tıp Kurumlarıdır” dedi.

Sürgünler

Edirne F Tipi Hapishanesi’nde 30 Mayıs’ta onlarca tutsağın “sürgün” edildiğini ifade eden Elvan Özerli, “Devrimci tutsaklardan Özgür Çelik ve Abidin Kahraman ise hücrelerine yapılan baskınla Sincan 1 No’lu F Tipi Hapishanesine sürgün edilmişlerdir. Özgür Çelik ve Abidin Kahraman hükümlü tutsaklar olmalarına rağmen sürgün işkencesi ile götürüldükleri Sincan 1 No’lu F Tipi Hapishanesinde ağırlaştırılmış müebbetle yargılanan tutsakların kaldıkları tek kişilik hücrelerde tutulmaktadır” diye belirtti.

‘S Tipi Hapishanedeyiz’

Tutuklu Abidin Kahraman’ın hapishanede yaşanan hak ihlallerine yönelik gönderdiği mektubu paylaşan Elvan Özerli, mektubun devamında şunları kaydetti: “30 Mayıs sabahı saat 7.30’da 30-40 kişilik gardiyan grubu bulunduğumuz üç kişilik hücreyi basıp zorla, beni ve teyze oğlum Özgür Çelik’i alıp Sincan 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Hapishaneye getirdiler. Kamuoyunda bilinen ismiyle S Tipi Hapishanedeyiz. İsmini duyduğumuz bu zindanların mimari yapısı tekli hücrelerden oluşuyor. Tamamen insanları yalıtmak ve soyutlamak üzere kurulmuş bulunuyor. Ağırlaştırılmış müebbet olmadığımız halde günde 1 saat havalandırmaya çıkartılıyoruz. Bu tamamen hukuksuz bir durum.”

Darp

Özeren, Kandıra 2 Nolu F Tipi Hapishanesi’nde 18 Haziran günü hücreye arama adı altında yapılan baskında gardiyanların Veysel Kaplan ve engelli Kamil Turanlıoğlu’nu darp ettiğini belirterek, Kaplan’ın “’süngerli oda” denilen hücreye atıldığını kaydetti.

Babasının cenazesine katıldı, 50 bin TL çıkardılar

Gebze Kadın Kapalı Hapishanesi’nde tutuklu bulunan Özlem Aydın’na 3 aylık hücre cezası verildiğini ifade eden Elvan Özeren, vefat eden babasının cenazesine katılmak isteyen Aydın’a yol parası olarak “50 bin TL masraf” çıkarıldığını ifade etti. Özeren, “Bu keyfi ve hukuksuz uygulamayı kabul etmeyen Özlem Aydın’ın en insani hakkı olan babasının cenazesine katılması hapishane idaresi tarafından engellenmiştir” diye belirtti.

Dayanışmayı yükseltmeye çağırıyoruz’

Hapishanede yaşanan saldırılara karşı herkesin birinci görevinin ses çıkarmak olduğunu ifade eden Özerli, “Bu bağlamda dışarıda çeşitli biçim ve muhtevalarda hapishanelerle ilgili yürütülmekte olan çalışmalara katılmak, tutsakların sesine ses olmak ve dayanışma mücadelesini büyütmek tutsaklara karşı olan sorumluluğumuzun bir gereği olmakla birlikte mücadelemizin de bir zorunluluğudur. Devrimci tutsakları sahiplenmeye ve dayanışmayı yükseltmeye çağırıyoruz” diye çağrıda bulundu.

Dilşat Canbaz Kaya: Çıplak aramaya maruz kalıyorlar

HDP milletvekili Dilşat Canbaz Kaya, Diyarbakır da 16 gazetecinin tutuklanmasını hatırlatarak, herkese yönelik bir saldırının olduğunu ifade etti. Canbaz, “Ev hapisleriyle adli kontrollerle Türkiye açık cezaevine dönüştürüldü. Bu tutuklamalar baktığımızda cezaevlerinde, sürgünlere kadar ağır tecrit koşullarının yaşadığını biliyoruz. Tutuklular cezaevinden başka bir cezaevine gönderildikleri zaman çıplak aramaya maruz kalıyor ve bunu meşrulaştırıyorlar. Bunu bir hak olarak kendilerinde görüyorlar. ‘Detaylı arama’ adında bunu yapıyorlar. Tutsaklar buna itiraz ettiğinde iletişim ve görüşmelerine yönelik cezalar veriyorlar” dedi. Tutsakların hapishanede ölüme terk edildiklerini söyleyen Canbaz, HDP olarak Adalet Bakanlığı’na cezaevlerine gidebilmek için yapılan başvurularının “ret” edildiğini ifade etti.

‘İşkence sistematik’

TDİ üyesi Abdülmelik Yalçın ise, OHAL sırasında verilen kararların, bir “yasa” haline geldiğini belirtirken, İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri de, “Son süreçlerde hak ihlalleri için daha önce ‘keyfilik’ tanımlamasının yetersiz kaldığını da gösteriyor. Çıplak aramayı, ayrıntılı arama adı altında düzenlediler. Bunu yasaya da soktular. İşkencenin yasal bir zemin kazanması demek, bunun hem yaygın kullanacağını gösteriyor. Hem de mahpusları ciddi olarak devlet eliyle sistematik hale geldiğini gösteriyor” dedi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu