GüncelMakaleler

SÖYLEŞİ | “Emperyalistlere, Kapitalistlere Karşı Savaşımızı Birleştirelim!”

"Kolombiya Komünist Partisi-Maoist adına ellinci yılında kadın ve erkek militanlarınızı sıcak duygularımızla selamlıyoruz. Emperyalistlere, kapitalistlere karşı savaşımızı birleştirmeyi umuyoruz."

Kısa sayılabilecek aralıklarla “üç halk ayaklanması”na ev sahipliği yapan Kolombiya’da, Kolombiya Komünist Partisi-Maoist (CPC-M) isimli partiden Alejandro Tapia ile yapılan söyleşiyi yayımlıyoruz.

Ayaklanmaların eşitsizlik ve kriz nedeniyle yaşandığının altını çizen Tapia, “Her ne kadar bazıları bu ayaklanmaların spontane geliştiğini söylese de aslında bunlar örgütlüydü” diyor.

– Merhaba, kısaca partinizi tanıyabilir miyiz?

– Merhaba… Kolombiya Komünistler Örgütü, MLM (OCC-MLM) ve Kolombiya’daki diğer Maoist gruplarla bir araya gelip komünistlerin yeniden inşasını sağlamaya çalışıyoruz. Bizler 1930’larda kurulan Kolombiya Komünist Partisi’nin devamı değiliz, fakat onun ideolojik-politik çizgisinin devamcısıyız. Kolombiya komünist partisi, revizyonist ve o, sonradan ikiye bölündü ve ardından da Kolombiya Komünist Partisi-ML’yi kuruldu.

Kolombiya Komünist Partisi-ML’nin bir bölümü Maoist örgütlerle birleşip, Kolombiya Marksist Leninist Ligi’ni oluşturdu. Bizlerin çoğu bu Lig’den geliyoruz. Şu anki komünist partisinin bir bölümü köken olarak Lig’den geliyor, diğer bölümü ise Maoist diğer gruplardan geliyor.

Hepimiz MLM çizgiden geliyoruz. Bundan dolayı içimizde Troçkist, Hocacı çizgi hiç olmadı. Bu tartışmamaların olmaması neticesinde parti içerisinde yoğunluklu olarak, Çin devrimi, Büyük Proleter Kültür Devrimi ve Kolombiya’da Maoizm’in başlangıcı ve gelişimi tartışıldı. ’80’li ve ’90’lı yılları içerisinde yürütülen en önemli tartışma ise Kolombiya’da MLM partinin kurulması ihtiyacıdır.

– Bu tartışmalar nasıl devam etti?

– Bu tartışma doğal olarak Kolombiya toplumunun tahlili, devrim programı ve esas güçlerinin kim olduğu vb. sorularını beraberinde getirdi. Komünist partisi içerisindeki tartışmalar, Peru’daki devrimin gelişimiyle paralel olarak yürüyordu. O dönem yapılan değerlendirme “Kolombiya, emperyalizm tarafından ezilen bir yeni sömürgedir, bürokrat kapitalizm ve bazı yarı feodal kalıntılar vardır” şeklindeydi. Yeni demokratik devrimin esas olduğu, bunun da kırlardan şehirlere mücadele geliştirilmesi ile olacağı, proletaryanın öncü güç olduğu, yarı proletaryanın da esas güç olduğu, aynı zamanda milli burjuva ve küçük burjuvazinin de devrimin dost güçleri olduğu savunuluyordu.

Devrim için gerekli üç gücün yaratılması ve yeni gücün özellikle kırsal alanda olması, kırsal alanda halk gücünü gerçekleştirmek ve şehirlerde halk komiteleri kurmak vb. Zira parti yer altındaydı ve açık faaliyetlerini kitle örgütleri aracılığıyla yapıyordu.

– 1. Kongrenizden bahseder misiniz?

– 1. Kongremizde Latin Amerika devrimcilerinin birleşmesinin önemine ilişkin bir çağrı yaptık ve Simon Bolivar düşüncesini tartıştık. Aynı zamanda yeni bir komünist enternasyonalin kurulması çağrısı yaptık. Yeni komünist enternasyonal çağrısı yaptığımız dönem DEH’ten ayrıldık. Bizim yolumuz Yeni Demokratik Devrim, sosyalizm ve birçok kültür devrimi yaşayarak komünizme gitmek.

Proletarya ideolojisine Başkan Mao’nun katkılarının öncelikli olarak yansıması ve Maoizm’i, Marksizm’in üçüncü ve en üst aşaması olarak gördüğümüz için Latin Amerika’da birçok partinin yaptığı gibi Mao’yu ortaya bir yanına Lenin ve bir yanına da Marks’ın resmini asarız. Büyük proleter kültür devrimini tanıyoruz, onun bize aktardığı öğrenimleri doğru görüyoruz.

  1. Kongremizde ayrıca kitle çizgimizi Maoist kitle çizgisi doğrultusunda belirledik. Partinin 3 aracı inşa etmesi gerektiğini ve enternasyonal çizgimizi belirledik. Yeni Demokratik Devrim sürecinin süreklileştirmiş halk savaşıyla gerçekleşebileceğinin altını çizdik.

– 2007’de de 2. Kongrenizi yaptınız.

– Evet, 2007 yılında yaptığımız 2. Kongremizde Kolombiya toplumunun analizini daha derin yaptık. Ve enternasyonal durumu ve bu enternasyonal durum içinde Latin Amerika’nın durumunu değerlendirdik. 2. Kongrede vardığımız sonuçlarla, 1. Kongre kararlarının bazılarını değiştirdik. Tartışmalardan biri Kolombiya’da kapitalizmin gelişimi üzerineydi. Kolombiya’da finans kapital 1976’da daha çok belirgin hale geldi. Bu gelişme, bizim ülkeyi yarı-feodal, yarı-sömürge değerlendirmemiz konusunda önümüze yeni sorular getirdi. Aynı zamanda bürokratik kapitalizm değerlendirmemizde de yeni araştırmalar yapmamızı gerektirdi.

Ayrıca ülkedeki kapitalizmin daha derin bir araştırması yapıldı.

  1. Kongrede bunların yanında Latin Amerika’da ve Kolombiya’daki devrimci akımlara daha çok önem vermek de tartışıldı.

Şu an 3. kongre hazırlığı içerisindeyiz.

 

“Ayaklanmalar, komünist partinin görevlerini tartıştırdı!”

– Kolombiya’da son yıllarda kısa aralıklarla üç halk ayaklanması oldu. Partiniz bunun neresinde ve süreci nasıl değerlendiriyor?

– Kolombiya’da 2019-21-21’de gerçekleşen ayaklanmalarda devrimci durumun yükseldiğini gördük. Hem eşitsizlik hem de kriz durumu ayaklanmaları doğuruyor. Her ne kadar bazıları bu ayaklanmaların spontane geliştiğini söylese de aslında bunlar örgütlüydü. Bu ayaklanmaların önderliğini yapan Ulusal Grev Komitesi’ydi. Bu komitenin içerisinde 150’ye yakın örgüt bulunmaktadır. Bu örgütler işçi, köylülük, yerli halklar, öğrenciler ve MODEF vb. idi.

Bu komite içerisinde esas güç olan sosyal demokratlar ve Yeşiller’le çok yoğun tartışmalar yürütüldü. Ayaklanmalarda halk kitleleri çok yoğun olduğu için halk, önderlik yapmak isteyen örgütleri aşıp geçti. Doğallığında bu, komitenin gidişatına ilişkin tartışmayı getirdi. Halk ayaklanması o kadar etkiliydi ki, baskılar daha da ağırlaştırdı. Komite bu baskılardan dolayı halkın güvenliğinin nasıl sağlanacağı vb. tartışmalar yürütüldü.

Ayaklanmalar, halk birliklerinin oluşmasını sağladı. Aynı zamanda komünist partilerinin önderliğine ilişkin teorik tartışmaların da önünü açtı. Parti bütün bu ayaklanmalara katılmıştır. Özellikle ülkenin kuzeyinde kömür-maden işçileriyle ve yerli halkların topraklarının savunulması mücadelesinde faaliyet yürüttük. Bazı halk birliklerinde bazılarında birlikte çalışıyoruz, bazılarında ise sadece biz varız.

Bu ayaklanmalar, komünist partisinin kitle içinde çalışması ve bu tür ayaklanmalarda komünist partinin görevleri konusunda bir tartışmayı getirdi. Aynı zamanda şehirlerde askeri savunma ihtiyacını da ortaya çıkardı.

 

“Birbirimizi daha iyi tanımayı umuyoruz!”

– Enternasyonal alanda Maoist partilerin ortak çalışmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

– Biz komünist partisi olmadan önce DEH içerisinde yer aldık ve çok aktiftik. Bütün kampanyalara, faaliyetlere, tartışmalara katıldık. DEH içerisinde bizi izole eden tartışma ise enternasyonalist komünistlerin enternasyonal alanda nasıl çalışması gerektiği konusunda bize dersler verdi. Maoist enternasyonalist örgütlülüğünün kurulmasında iyi bir tecrübeydi. Aynı zamanda böylesi bir örgütün inşasındaki sınırları ve yetersizlikleri de açığa çıkarmış oldu. İdeolojik çizginin MLM olarak belirlenmesi çok önemliydi. Fakat pratik bize gösterdi ki herkes bu MLM çizgiyle hemfikir değildi. DEH-KOM, komünist partileri ve örgütleri halk savaşında uzaklaştığında büyük hatalar yaptılar.

Buradan bizim çıkardığımız diğer ders, bu tarz bir örgütlenmenin enternasyonal hareket için doğru bir şekil olmadığıdır. Bu tecrübe henüz yeni bir komünist enternasyonalin kurulmasının zamanı olmadığını gösterdi.

Biz ICOR’da yer alıyoruz. Çünkü ICOR’da pratik çalışma için bir koordinasyon komitesi var. Burada her örgüt kendi özerkliğini koruyor ve kendi çizgisi doğrultusunda hareket edebiliyor. Biz de mümkün olduğu kadar katılım sağlıyoruz. Ben de ICOR’un Latin Amerika temsilcisiyim. Partimiz ICOR’un önemli olduğunu düşünüyor ve bunun bir ayağı da diğer Maoist örgütlerle ilişkilenmekti. ICOR ne bir komünist örgütlenmedir ne de bir Maoist örgütlenmedir. ICOR’a Maoist olmayan devrimci örgütler de katılıyor. En önemli birlik noktası Troçkistler ve revizyonistlerin alınmaması.

Şu ana kadar ILPS içerisinde de önemli bir anti-faşist cephe olduğundan dolayı faaliz. Umarız ILPS kendi iç çelişkilerini kısa zamanda çözer. Çünkü şu an pasif bir durumdadır. Partimiz tabii ki öncelikli olarak Latin Amerikalı devrimci örgüt ya da partilerle ilişkilenmeyi önemsiyor.

– Türkiye’de komünist partisi bu yıl kuruluşunun ellinci yılını kutluyor. Bu vesileyle Türkiye’deki komünistlere bir mesajınız var mı?

– Kolombiya Komünist Partisi-Maoist adına ellinci yılında kadın ve erkek militanlarınızı sıcak duygularımızla selamlıyoruz. Emperyalistlere, kapitalistlere karşı savaşımızı birleştirmeyi umuyoruz. Proleter enternasyonalizm ile birbirimizi daha iyi tanımayı ve birbirimizi bilgilendirmeyi umuyoruz. Marksizm-Leninizm-Maoizm çizgisi doğrultusunda birleşelim.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu