Makaleler

Libya’ya işgal hazırlığı; kaybedecekler…

Afrika’nın en “gelişmiş” ülkelerinden biriydi Libya. Diktatör Kaddafi öncesi  Kaddafi’nin çıkışları-aşırılıklarıyla gündem olan ülke, NATO işgali ve sonrası devam eden iç svaşla gündem olur hale geldi. Son aylarda ise mülteci sorunu ve AB emperyalizminin bu sorun karşısında askeri harekât kararı almasıyla Libya tekrardan işgal edilme durumuyla gündemde.

Libya’nın NATO üyesi emperyalist haydutlarca işgaliyle, başlayan çatışmalı ve savaş hali devam ediyor. İşgalinin ardından, emperyalizmin umduğu daha rahat sömürü koşulları anlamına gelen “demokrasi” ve “özgürlük” sağlanamamış aksine Libya halkı için daha zor günlerin, açlık ve katliamların kesilmediği bir yaşam hüküm sürmeye başladı.

Fiili işgal sonrası Kaddafi diktatörlüğünün yerine yeni istikrarlı bir diktatörlü kuramayan emperyalistler, Afganistan ve Irak işgalinde olduğu gibi Libya’da da çalıp kaldı. Kukla bir hükümet kurarak merkezi bir yapı–devlet oluşturma çabası da yersiz kaldı. İslami cihadistlerin kurulan Tobruk Hükümetini tanımayarak Trablus Hükümeti kurmasıyla durum daha da çetrefilli hale geldi. Bugün Libya’da birbirini tanımayan ve savaşan iki hükümet var. Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD, DAİŞ olarak da isimlendiriliyor) Libya’da Defne merkezli bir cephe açmasıyla, iç savaş farklı bir boyut kazandı. İslami Cihadistler ve Tobruk Hükümeti arasındaki savaş dengesi emperyalizmin aleyhine dönmeye evrildi.

Libya’nın siyasi atmosferinde ki kaos, merkezi denetim boşluğuna yol açıyor ve bu boşluk her türlü kaçakçılıkla dolduruluyor. Göçmen Kaçakçılığı, da bunlar arasında yer alıyor. Libya, Ortadoğu ve Afrika’dan Avrupa’ya gitmek isteyen göçmenleri aktarım noktası haline geldi. Nisan ayındaki göçmen katliamıyla açığa çıkan soruna karşı, AB emperyalizmi “çözüm” zirvesi yaptı. Bu toplantıdan çıkan karar, emperyalizmin sömürgeci ve işgalci karakterine uygun olarak askeri harekât oldu. Fransa, Almanya, İngiltere gibi emperyalistlerin başını çektiği 10 AB üyesi ülke bu harekât destek verdi. Merkezinin İtalya olacağı harekâta il yıl için ayrılan bütçe 11.8 milyon Avro. Deniz, kara ve hava harekâtını kapsayan operasyonun hedefi göçmen kaçakçıların tekne ve gemilerini yakmak.

Askeri harekatın basına yansıyan kısmı böyle iken Libya’daki siyasi kaos, iç savaş durumu, emperyalist sömürü-azami karı ve petrol yataklarının güvenliğini tehdit etmesi askeri harekatın göçmen kaçakçılarıyla sınırlı kalmayacağının işaretini taşıyor. Kara, deniz ve hava harekâtının yapılacak olması, doğrudan Libya sınırları içerisine girileceği dolayısıyla da tartışmasız olarak Libya’nın işgal edileceği anlamına geliyor.

 Dikkat çeken bir diğer nokta ise göçmen kaçakçılarının teknelerinin içinde göçmen varken mi imha edileceğidir. Bu konuya dair hiçbir ayrıntı açıklanmazken daha harekât başlamadan uluslararası kamuoyuna göçmen analizcileri tarafından, AB emperyalizminin askeri harekât kararıyla, göçmen katliamı yapacağı yönünde açıklama ve uyarılar yapıldı. Tarihi katliamlarla dolu olan AB emperyalizminin bu kara tarihine yani katliamlar eklemesi de olasılıklar dâhilinde olup, yapılan uyarının haklı zemini vardır.

AB emperyalizminin, Libya’ya yapacağı askeri harekâta her ne kadar göçmen kaçakçıları hedef gösterilerek yapılsa da bunu adı fiili işgaldir. Kaldı ki, AB emperyalizminin hedefi göçmen kaçakçılarıyla sınırlı kalmayacaktır. İslami Cihadistler tarafından sıkıştırılan, IŞİD’inde savaşa dâhil olmasıyla dengelerin değişme olasılığının artması, Tobruk Hükümetinin yetersiz kalması AB emperyalizmine yeterince işgal nedeni sunulmaktadır. Libya’nın Afrika’daki, AB nüfüzu altında olan ülkelere açılan kapı olması da ayrıca not edilmesi gereken bir etkendir. Libya’da ki dengelere müdahil olmak bu dengelerin emperyalizmin dengelerinin lehine olmasını garantilemek, sömürü ve azmi karı güvence altına almak, göçmenleri katleden göçmen kaçakçılarından ve onların tekne, bot ve gemilerinden daha önemlidir.

Yüz yıllardır kara kıta Afrika’yı sömüren ne kara ne de kana doyan emperyalist haydutlar yeni bir işgale hazırlanıyor ve yakın bir zamanda da bu işgali gerçekleştirecektir. Libya halkının üzerine yine bombalar yağdırılacak, ezilen yoksul halk katledilecektir.

İşgaller, savaşlar, yağmalar, talanlar, katliamlar değil, emperyalizme karşı direnen halk kazanacaktır. Tarihin makus kaderidir bu.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu