GüncelMakaleler

DENGÊ AZÂDÎ | Şenyaşar Ailesinin Mücadelesi, Tüm Ezilenlerindir!

"Devletin işçilere, kadınlara, alevilere, LGBTİ+’lara ve tüm ezilenlere yönelik işlediği suçlar karşısında adalet mücadelesini büyütmek temelde mevcut düzeni alaşağı etme görevini tüm ezilen kesimlerin karşısına bir görev olarak koymaktadır. Bu bilinçle Şenyaşar ailesinin sesini yükseltip adalet mücadelesini büyütelim!"

Dört yıl önce 14 Haziran 2018 tarihinde AKP Urfa Milletvekili adayı İbrahim Halil Yıldız, seçim çalışması sırasında HDP’li bir esnafın dükkanına saldırı gerçekleştirmişti. Bu saldırıda Şenyaşar ailesinin 3 ferdi ve şu an AKP milletvekili olan İbrahim Halil Yıldız’ın kardeşi Mehmet Şah Yıldız yaşamını yitirdi.

Şenyaşar ailesinin dükkanında gerçekleşen saldırıda 9 kişinin yaralanmasının ardından hastaneye giden aile ambulansın içindeyken ikinci silahlı saldırıya uğramış, hastanenin içerisinde baba Hacı Esvet Şenyaşar, çocukları Adil ve Celal Şenyaşar, İbrahim Halil Yıldız’ın ailesi ve AKP’liler tarafından katledilmişti. Olayın ardından hastanenin güvenlik kameraları AKP’liler tarafından ortadan kaldırılmış, tüm bu süreçte hastanede bulunan polisler katliamı izlemekle yetinmişlerdir.

Katliamdan sonra mahkemeye sevkedilenler arasından 7 kişi tutuklandı. Fadıl Şenyaşar ve Enver Yıldız tutuklu yargılandı. Enver Yıldız haksız tahrik indirimi kapsamında 18 yıl ceza alırken iş yeri basılan, ailesinden 3 kişi katledilen Fadıl Şenyaşar ise 38 yıl hapis cezası aldı.

Yargılama adı altında geçen süreçte, deliller devletin olanaklarıyla AKP milletvekili İbrahim Halil Yıldız ve ailesi tarafından ortadan kaldırıldı. Katliamı gerçekleştirenler, yargılama aşamasına dahil edilmedi. Savcının katliama katıldığını tespit ettiği 23 kişi hakkında henüz soruşturma dahi açmaması devletin pervasızlığını ortaya koymuş  oldu.

Saldırıya uğrayan, tüm bu süreç boyunca mağdur konumunda bulunan, işyeri basılarak talan edilen, ailesinden 3 kişi bu katliamda katledilen Şenyaşar ailesi suçlu, AKP milletvekili İbrahim Halil Yıldız ve ailesi silah zoruyla seçim çalışması yürütüp, kendisine oy vermeyen insanlara linç ve katliam organize ederken mağdur ilan elde edildi.

Dava iktidar-yargı-polis işbirliğinde adeta TC devletinin Kürt ulusuna yönelik 100 yıllık baskı, imha, inkar politikalarının özeti oldu. Yaşananlar, Kürt ulusuna ve yerli işbirlikçilerine vaadini özetler nitelikte. Burjuva medyanın “terör saldırısı” haberleriyle yaşanan katliama karşı şovenizmi körüklemesi, polisin göz yumması, delillerin karartılması, mahkemelerin usulsüzlüğü,  İbrahim Halil Yıldız’ın milletvekilliğiyle ödüllendirilmesi TC devletinin Kürt ulusuna dönük saldırılarının kısa özetini yansıtmaktadır.

 

Adalet talebi, Kürt ulusunun mücadelesinin parçasıdır

Katliam davasının adaletsiz bir yargılamayla sürdürülmesine karşı Şenyaşar ailesi, Adalet Nöbeti başlattı. Emine Şenyaşar ve Ferit Şenyaşar’ın katliam davasında verilen cezalar karşısında Urfa Adliyesi önünde başlattığı Adalet Nöbeti, polis şiddetiyle ve sürekli tehdit-tacizle karşı karşıya kaldı.

Mücadele devam ederken geçtiğimiz aylarda direnişin kamuoyunda oluşturduğu basınçla esasen AKP milletvekilinin ailesinden kişilerin arasında olduğu 9 kişi “öldürmeye teşebbüs ve delil karatma” suçlamalarıyla gözaltına alınıp 4 kişi tutuklandı.

Şenyaşar ailesinin ortaya koyduğu mücadele, kamuoyunda yankı bulmaya devam ederken dosyadaki gizlilik kararı ve birçok delilin ortadan kaldırılmasıyla İbrahim Halil Yıldız ve ailesi, aklanmış ve TC devletinin yargılama sonucuyla işbirlikçilerinin arkasında olduğu kamuoyuna tekrar  deklare edilmiş oldu.

Devletin yargısı, egemen sınıfların ezilenlere, muhaliflere yönelik tutumunu yaşama geçirmekten öteye gidemez. Nitekim Gezi Davası gibi gözdağı niteliğinde yargılamaların yanısıra Şenyaşar ailesinin yaşadığı hukuksuzluk da buna işaret etmektedir. Musa Orhan örneğinde olduğu gibi Şenyaşar ailesi şahsında da Kürt ulusuna dönük saldırılar cezasızlıkla ödüllendirilmektedir. Şenyaşar ailesinin bu tablo karşısında yürüttüğü adalet mücadelesi ise bu yanıyla Kürt ulusunun inkar ve asimilasyona karşı verdiği mücadelenin bir parçasıdır.

Ailenin adalet talebi karşısında sessiz ve dilsiz kalan sadece AKP değildir. Bilumum düzen partisi, katliama ve sürdürülen hukuksuzluğa sessiz kalmıştır/kalmaktadır.

Nihayetinde haklı da olsalar öldürülmüşler de olsalar aile Kürt kimliğini sahiplenmekte ve safını HDP’den yana koymaktadır. Bu tutum, düzen partileri için yeterli bir veri olmakta, bu partiler çareyi, TC devletinin kuruluşundan bu yana Kürt ulusuna dönük imha, inkar, asimilasyon politikalarında bulmaktadır.

HDP’li belediyelere atanan kayyumlar eliyle gerçekleştirilen talandan tutalım da Abdullah Öcalan üzerindeki tecride, KDP’nin ağzına bal çalarak Zap’ta, Metina’da, Gare’de Kürt ulusal özgürlük hareketine yönelik kimyasal silahlarla gerçekleştirilen saldırılara kadar TC devletinin Kürt ulusuna yönelik imha saldırıları karşısında tüm düzen partileri, ortak bir tutum takınmaktadır.

Bu saldırılarla işçi sınıfına, köylülere, kadınlara, LGBTİ+’lara yönelik saldırılarını maskelemek, şovenizm zehriyle kitlelerin bilincini bulandırmak isteyen egemen sınıflara karşı birlikte direnme ruhunu açığa çıkarmak önem taşımaktadır.

Şenyaşar ailesinin dört yıldır sürdürdüğü adalet mücadelesi, TC devletinin ezilen halk kitlelerine dönük saldırılarının bir parçasıdır.

Devletin işçilere, kadınlara, alevilere, LGBTİ+’lara ve tüm ezilenlere yönelik işlediği suçlar karşısında adalet mücadelesini büyütmek temelde mevcut düzeni alaşağı etme görevini tüm ezilen kesimlerin karşısına bir görev olarak koymaktadır. Bu bilinçle Şenyaşar ailesinin sesini yükseltip adalet mücadelesini büyütelim!

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu