Güncel

Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi’nden ırkçılığa karşı açıklama

Son günlerde artan ırkçı politikalara karşı, birçok farklı kurum ve DKÖ’lerin oluşturduğu ‘Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi’ Kadıköy’den seslendi: “Göçmenlerle dayanışmayı güçlendirmeye davet ediyoruz.”

İstanbul: Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi tarafından Kadıköy’de gerçekleştirilen basın açıklamasıyla, son dönemde Suriyeli mültecilere yönelik artan ırkçı politikalar ve linçlere, karşı durulması çağrısı yapıldı.

Aralarında Partizan okurlarının da bulunduğu kitle yaptığı basın açıklamasında Suriyeli mültecilere yönelik yapılan ırkçı politikalara karşı Suriyeli mültecilerin yanında olduklarını vurguladı. Basın açıklaması Kadıköy’de bulunan Süreyya Operası önünde gerçekleştirildi. Açıklamada Türkçe, İngilizce ve Arapça yazılı dövizler taşındı.

‘Göçmenler, siyasilerin merhametinde değil, hukukun koruması altında olmalı’

Açıklamayı inisiyatif adına Özgül Saki okudu. Saki, son birkaç haftadır Suriyeli sığınmacılara yönelik baskınların, gözaltıların ve sınırdışıların yoğunlaştığını belirtti. İstanbul Valiliğinin Suriyeli mülteciler için ’20 Ağustosa kadar İstanbul’u terk edin dediğini hatırlatan Saki, bu açıklamanın ardından Suriyelilere yönelik bir linç kampanyasının başladığını vurguladı.

TC devletinin uzun yıllardır göç alan bir ülke olduğunu ancak buna karşı herhangi çalışmasının bulunmadığını belirten Saki “Hükümetin Suriyeliler için benimsediği “misafir” söyleıni, hak arama yollarının önünde büyük bir engel oluşturuyor. Biz göçmenlerin siyasilerin merhametinde değil hukukun koruması altında olması gerektiğine inanıyoruz” dedi.

Yine son dönemde mültecilere yönelik ‘kayıtlı olduğu şehirlere geri gönderme’ uygulamasının açık bir hak ihlali olduğunu vurgulayan Saki: “Hükümetin Suriyeliler için benimsediği “misafir” söylemi, hak arama yollarının önünde büyük bir engel oluşturuyor. Biz göçmenlerin siyasilerin merhametinde değil hukukun koruması altında olması gerektiğine inanıyoruz” dedi.

Saki açıklamasında Suriyeli mültecilere yönelik bu politikalarda Avrupa Birliği’nin(AB) de payı olduğunu belirtti. AB’nin TC’yi göçmenler için bir ‘sınır bekçisi’ gördüğü vurgulayan Saki konuşmasını şöyle sürdürdü:

AB-Türkiye anlaşması ile Türkiye, AB’nin öldüren sınır politikalarının uygulayıcısı konumuna geldi ve bu sayede her fırsatta göçmenleri bir pazarlık unsuru olarak kullanıyor. Bu çerçevede, göçmenlerin ancak en “makbul” bulunanlarına hareket özgürlüğü tanınırken geri kalanları sistematik olarak ve kitleler halinde geri gönderiliyor”

Mülteciler ekonomik krizin sorumlusu olamazlar

Mültecilerin aynı zamanda son dönemde var olan ekonomik krizin sorumlusu gibi gösterilmeye çalışıldığı da belirten Saki şunları söyledi;

“Türkiye’de var olan yapısal sorunların, ekonomik krizin sorumluluğu göçmenlerin ve mültecilerin üzerine yıkılmaya çalışılıyor. Zorunlu olarak yerinden edilen, güvencesizliğe ve ağır sömürüye maruz bırakılan insanlar ekonomik krizin sorumlusu olamazlar!”

Son olarak var edilen bu ırkçılığa karşı herkesi duyarlı olmaya çağırdı:

“Göçmenleri hapsedici, ayrıştırıcı, hareket, yaşama, çalışma özgürlüklerini kısıtlayıcı tüm baskıcı uygulamalara derhal son verilmelidir. Kimse sebepsiz göçmez! Sınır dışı edilmeler derhal durdurulmalı, sığınma hakkının gaspına dönük politikalar son bulmalıdır. Bizler, “Sınır dışılara son!” “Birlikte yaşamak istiyoruz” diyenler olarak bu taleplerin arkasında duruyor ve gerek Türkiye gerekse de uluslararası kamuoyunu göçmenlerle dayanışmayı güçlendirmeye davet ediyoruz.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu